Kent Üniversitesi

İran Rejimi Politika Belgesi

POLİTİKA BELGESİ

İsrail’in İran’a Yönelik Saldırıları Bağlamında Rejim Dayanıklılığı ve Türkiye'nin Stratejik Duruşu

Hazırlayan:  Prof. Dr. Yaşar ONAY-Dr. Öğr. Üyesi Mesut ÖZEL

İstanbul Kent Üniversitesi Stratejik Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi

1. Politika Sorunu

İran’a yönelik İsrail kaynaklı art arda gelen hassas ve nokta operasyonlar, rejimin iç yapısında kırılmalar olup olmadığı sorusunu gündeme getirmiştir. Ancak rejimin halen ayakta kalıyor oluşu, dış müdahalelerin rejim değişikliği doğurmadığını göstermektedir. Türkiye gibi bölgesel aktörler, bu gelişmeleri dikkatle izlemeli, ani rejim değişikliği beklentisiyle değil, istikrarlı kırılganlık yönetimi üzerinden politika üretmelidir.

2. Temel Bulgular

a) Rejimin Kurumsal Dayanıklılığı

  • Velayet-i Fakih sistemi, yalnızca teolojik değil; aynı zamanda yönetsel ve askeri bir omurgaya sahiptir.
  • Devrim Muhafızları, istihbarat–askeri–ekonomik üçgeninde devletin iç dokusudur.
  • Rejimin alternatifi hâlâ net ve meşru şekilde yapılandırılamamıştır.

b) Toplumsal Hoşnutsuzluklar Yaygın Ama Dağınık

  • Protestolar dönemsel olarak rejimi zorlamaktadır, ancak lidere ya da kolektif bir siyasal programa evrilmemektedir.
  • Rejimin protestoları bastırma kapasitesi yüksek, muhalefetin dış bağlantıları ise halkın gözünde güvenilir değildir.

c) İsrail Saldırıları Rejimi Zayıflatmaz, Radikalleştirir

  • Sınırlı saldırılar, dış düşman algısıyla iç konsolidasyona yol açar.
  • İran rejimi, krizleri meşruiyet üretmek için araçsallaştırma konusunda tecrübelidir.

Politika Seçenekleri (Türkiye Açısından)

Seçenek Açıklama Risk Önerilen Duruş
Açık Taraf Olmak İsrail veya İran yanında pozisyon almak Bölgesel güvenlik riski, diplomatik kayıplar Kaçınılmalı
Tarafsızlık Politikası Taraflara eşit mesafede kalmak Etkisizlik algısı Kısa vadede faydalı
Yönlendirici Tarafsızlık Tarafsız görünüm içinde arabulucu rol üstlenmek Kontrollü risk, bölgesel saygınlık artışı Tavsiye edilir

4. Tavsiye Edilen Politikalar

  • Diplomatik Kapasiteyi Derinleştirme: İran’da olası ani değişiklik durumlarına karşı hem hükümetle hem reformist çevrelerle ilişkiler sürdürülmeli.
  • İstihbarat Takibi Güçlendirilmeli: Rejim içi çözülmelerin sinyalleri, klasik güvenlik değil, sosyal medya, mali hareketlilik ve dini yapılanmalardaki çatlaklardan okunmalıdır.
  • Sınır Güvenliği ve Göç Planlaması: İran’da beklenmedik bir iç karışıklık, Van-Hakkâri hattında yeni bir göç dalgası yaratabilir. Proaktif yerel hazırlıklar yapılmalıdır.
  • Enerji Güvenliği Senaryoları: Hürmüz Boğazı kapanması ihtimaline karşı, enerji kaynak çeşitlendirme planları yeniden gözden geçirilmelidir.
  • Stratejik İletişim: Türkiye, her iki tarafı da doğrudan hedef almayan ama istikrar ve diyalog vurgusu taşıyan bir resmi dil benimsemelidir.
  • Savunma Planlaması: Türkiye’nin siber ve hava (uçak, füze, S/İHA)) saldırılarına karşı hava savunma, muharip uçak ve S/İHA, elektronik harp, istihbarat, siber güvenlik sistemlerinin dayanıklılığı ve hazırlığı gözden geçirilmeli, mevcut projeler çevre ülkelerin yetenekleri dikkate alınarak yenilenmeli, önceliklendirilmeli ve hızlandırılmalıdır.

5. Sonuç

İsrail’in İran rejimini hedef alan operasyonları, rejimin zayıfladığını gösterebilir; ancak zayıflık, kırılma demek değildir. Türkiye, bu denklemde beklentiyle değil, soğukkanlılıkla hareket etmelidir. Hedef, İran'da rejim değişimi değil; kontrolsüz çöküşü engelleyecek ve Türkiye’yi masada tutacak stratejik pozisyon almaktır.

Türkiye, özellikle hava ve siber savunma sistemlerinin harbe hazırlık durumunu en üst seviyede tutmalı,  istihbarat ve istihbarata karşı koyma faaliyetleri konusunda müteyakkız bulunmalıdır.

KENT’TEN
HABERİNİZ OLSUN